8 Nisan 2000 Cumartesi

Gökten gelen ateş

2005-2006 civarı

Dört kafadar İstanbul'dan Ayvalık'a dönüyoruz, hava kararalı bayağı bi olmuş... Arabayı kullanan arkadaşımız Alp, bi tek o ayık ama onun ayıklığı zaten sarhoş gibi. Diğer üçümüz ise körkütük sarhoşuz. Gırla muhabbetin ardından bünyeler yorulmuş, herkes hafiften kaykılmış, uyku ile uyanıklık arası bir haldeyiz... "Yol bitse de varsak bi dinlensek" diyoruz.

Edremit arkada kaldı, sanırım Burhaniye yakınlarında bi yerde, Alp'in yanında sağda Yavuz var elini kaldırdı, yukarı göstererek şaşkınlıkla sadece "a-aaaaa" diyebildi. Bu sırada, yine sağda arkada oturan İnci, hafif eğilerek camdan baktı ve "a-aaaaa" diyerek aynı şaşkın ifade ile kalakaldı. Sanki hipnoz olmuşlar, bizi duymuyorlar. Alp ile "noluyor yahu?" diyoruz ama her ikisinden de cevap yok resmen kilitlendiler kafalarını geriye çevirip çevirip duruyorlar. Neyse biraz sakinleştiler. Yavuz "me-me meteor" diyebildi. Biraz kendini topladı ve "5-10 metre yanımıza meteor düştü" diye ekledi. İnci de onayladı. Sonra "Nereye düştü? Ne meteor mu?" derken bikaç kilometre ilerlemişizdir. Bir süre tartıştık, dalga geçtik, sonra da Alp ile "hadi len" dedik. Eve vardık hala ikna etmeye çalışıyorlar, saçmalığa bak... Daha önce herkes birbirini defalarca keklemiş olduğundan inanmadık, hem körkütük sarhoşluk da cabası...

İki gün geçti, gazete okuyorum. Alp'i yanıma çağırdım, gastedeki küçük bir haberi gösterdim. O gün, tam bizim olduğumuz yerde, o saatte düşen meteorun haberi. Hatta yol kenarındaki tarlanın sahibi, meteor kalıntılarını bir üniversiteye 10 bin dolara satmış, Alp ile "tüh!" dedik.

Durumun benim için bir iyi, bir kötü tarafı var. Kötüsü şu ki, ben özellikle yaz aylarında meteor yağmurlarını seyretmeyi çok severim. Geceleri gözüm gökyüzünde, "bir yıldız kaysa da, o anı kaçırmasam" diye saatlerce boynum tutulana kadar bekler bekler dururum. Ama burnumuzun dibine düşen o meteoru kaçırdım. İyisi de şu, tamam eminim çok güzel bir görüntü ama, Yavuz ile İnci'nin muhtemelen 2-3 saniye içinde hayatları gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçmiştir. Düşünsenize taa atmosfere girdiği andan itibaren tam üstünüze hızla ve büyüyerek gelen bir ateş topunu görüyorsunuz. İnsanın ömründen bir kaç ay gider be... Daha fenası tam arkamızda olan araba... Perspektif olarak en korkutucu sahneyi onlar yaşamıştır. Az daha dünya üzerinde otomobil ile seyahat ederken üzerlerine düşen meteor sonucu mefta olan 4 kafadar diye gazetelerde haber olacaktık.

Ama yine de çok üzüldüm. Dibime meteor düştü ve ben bunu göremedim.