6 Nisan 2012 Cuma

Ay Işığı Manastırı'nı tekrar ziyaret

5 Nisan 2012

Patricia'ya dolaşmaya gittim. Gitmişken de bir Ay Işığı Manastır'ına uğrayayım dedim. Manastırın önüne motoru parkettim. İndim içeri doğru yürümeye çalışırken kapıda bir güvenlik görevlisi “Buyrun?” dedi. Ben de “Hayırlısı olsun, restorasyon bitmiş. Ay Işığı Manastırı 13 Nisan'da açılıyormuş, ben de dolaşmaya geldim” dedim. Görevli şaşırdı, “Hayır içeri giremezsiniz” dedi. Ben de “Neden ki? SİT alanları herkesin kullanımına açıktır, seyahat özgürlüğümü kimse kısıtlayamaz.” dedim. Güvenlik görevlisi “burası özel mülk” dedi. Ben de “Yahu özel mülk olamaz, SİT alanı, hem de içinde tarihi, kültürel bir varlık var, bırakın özel mülkü, içine bungalov bile kurup kalamaz sahibi, hatta bir sahibi bile olamaz, ancak müze olarak kullanılabilir” dedim. Görevli bir şey demedi ve sadece baktı. Ben de dedim ki “iyi bari bir sigara içip dinleneyim bu arada siz de, sahibi kimse bir arayıp geldiğimi haber verin”... Görevli şaşırarak gülümsedi “hayır arayamam” dedi. Ben de dedim ki, “Yahu ben de adada kalıyorum, komşu sayılırız. Ne var ki haber verseniz?”. Görevli cevap vermeyince ben de “Peki o zaman ben adımı ve telefon numaramı bırakayım size, lütfen iletin uğradığımı bir zahmet arayıversin.” dedim. Güvenlik görevlisi bana dedi ki “Bakın ben sizi ılımlı bulduğum için konuşuyorum, sigaranızı için ama buraya giremezsiniz, haber de veremem”. Ben de dedim ki, “Ben de size nezaketiniz için teşekkür ederim ama patronunuz her kimse çok kaba bir insanmış. Hem SİT alanının kapısına belinde silahı olan birini yerleştirmiş, seyahat özgürlüğümü kısıtlıyor hem de bir telefon numarası bırakılmasını bile istemiyor. Benim bildiğim en ulaşılmaz olan sadece Tanrı'dır. Ki kapısını çalanları Tanrı bile geri çevirmemiş.”

Güvenlik görevlisi ismimi sordu, ben de onun. Tanıştık biraz sohbet ettik, tansiyon düştü. Memleketlerimizden bahsettik. Birbirimizle sorunumuzun olmadığından bahsetti ama işi beni içeri almamaktı. Birbirimize kızamadık. Bana dedi ki: "Bak fena mı olmuş burda yol mu vardı, şimdi aracınla gelebildin". Ben de "yahu benim yoldan şikayetim yok ki yürüyüveriyordum. Yol açmak için SİT alanındaki ağaçları kesmek niye, bir ağaç kaç senede yetişiyor biliyor musun? Hem zaten içeri giremiyorum, açılışa da sadece kim seçtiyse-seçkinler davetli. Herhangi bir insanın ne eksiği var?". Cevap veremedi...

Giderken, “Tekrar geleceğim, gezmek için. 13 Nisan'da görüşürüz. Ama içeri almazsan, lütfen mülk sahibine ilet, protesto yasal bir haktır, hatırlatırım” dedim. Giderken yüksek sesle "İşi gücü yok nelerle uğraşıyor..." diye söylenen yaşlı bahçıvanın sesi, motorun uğultusuna karışıp eridi...