6 Nisan 2012 Cuma

Kaymakamlığa ikinci ziyaret

6 Nisan 2012, öğleden sonra.

Kaymakamlıktan içeri girdim, gördüğüm ilk kişiye “Kaymakam burada mı?” dedim. Hayır yok, yukarı katta kalem müdürü var ona iletebilirsiniz" dedi. Kapı açıktı, odaya girdim, “Merhaba Hanfendi, beni hatırladınız mı? Hani kaymakam beyi düğünüme davet etmek için size bir davetiye vermiştim” dedim. Müdüre hanım gülümsedi “Evet, buyrun?” dedi. “Gerçi kaymakam davetime katılmadı ama, ben de iade-i davet isteyecektim” dedim. Müdüre hanım şaşırarak sordu : “Ne davetiyesi?”.
13 Nisan'da Ay Işığı Manastırı açılacakmış, ama her isteyen giremiyormuş, açılışa davetiye istiyorum. Hem de tekne gezisi ve tanıtım kokteyli varmış ne güzel, ben de eğlenirim biraz...” dedim. Müdüre hanımın şaşkınlığı arttı ve “kaymakam bey vermiyor ki daveti” dedi. Ben de “yahu koskoca kaymakam, çevresi geniştir ne var ki sokuversin beni de aradan” dedim. Müdüre hanım “Bakın aşağı katta yazı işleri müdüresi var, benden daha yetkilidir, ona gidin” diyerek beni başından savdı..

Aşağı kata indim, saygıda kusur etmemek için kapıyı iki kere tıklatıp, “girin” sesini duyunca içeri girdim. “Merhaba, beni hatırladınız mı?” dedim. “Hayır, hatırlayamadım.” dedi müdüre hanım. “Hani eşimle beraber nüfüs cüzdanımızdaki din hanesini, birimizinki yin, diğeri yang olarak değiştirmek için dilekçe vermiştik, siz onaylamıştınız ama içişleri bakanlığı kabul etmemişti ya... Hatta siz de felsefe mezunu olduğunuzu söylemiştiniz ve ayaküstü kısa bir felsefe sohbeti yapmıştık?”. “Aaa, evet evet ama önce eşinizi hatırladım” dedi müdüre hanım. Ben de “Elbette, öyle güzel ve akıcı dile sahip bir kadını kim hatırlamaz ki!” dedim”, ikimiz de gülümsedik.

Derdimi kısaca özetledim, dün kapıdan çevrildiğimi, SİT alanlarının ve kültürel varlıkların önemini anlattım. “Kaymakam beye iletir misiniz lütfen beni de davet etsin, hem kültür bakanı da geliyormuş... Beraber biraz sohbet ederiz, konu konuyu açar. Kültür ve sanat dediğiniz; felsefeden, dinden, mitolojiden bağımsız da değildir hem. Ben de derdimi bakana da anlatabilirim, olmaz mı?” dedim. Çok sakin ve olması gerektiği gibi bir yöneticiydi, hiç öfkelenmedi ve telefon numaramı, adımı aldı ve “Ben sözümde dururum, notunuzu ileteceğim ama kaymakam bey geri arar mı, bilemem dedi”. Ben de “Bakın kaymakam bey beni davet ederse, böyle sakin sakin sohbet ederiz, derdimi anlatırım hem bakana, hem mülk sahibine. Ama davet etmezse, tek yol kalır, ifade özgürlüğü babında protesto” dedim.

Vedalaştık ve ayrıldım.